SuleymanZaman
  AKP ve GERÇEKLER
 

                 

 

AKP, Kapatılır mı? Bu sorunun şu an pek de öneminin kalmadığını sanıyorum. Çünkü AKP, şu an k,işlevini tamamlamış ve süreci yönetemez bir konuma gelmiştir.
    AKP; 22 Temmuz seçimlerinden itibaren, zafer sarhoşluğuna girerek, aslında altında kalkamayacağı sorunları üstlenmeye çalıştı. Ama şu bir gerçek ki, evrensel bir ilke olarak, gerek doğa yasalarında ve gerekse toplumsal yasalarda her zaman biri diğerini yok etmez üzere varlaşan zıtlıklar oluşur. Bu zıtlıklar güçler dengesi niceliğinde oluşur ve niceliği fazla olan, diğerini kendisine katar, etkisini yok eder.
    AKP'nin de konumu şu an bu yasaya uygun olarak; yapmaya çalıştığı işlevler sonucunda varlaşan güçler dengesi, AKP'nin aleyhine olmuş ve AKP bu sorunların altında ezilip büzülen bir konuma girmiştir.
     Öyle bir ülke düşünün ki, iktidarda olsun ve o parti hakkında "kapatma dava"sı bulunsun. Bu büyük bir güvensizlik sorunudur.
      Yine öyle bir ülke düşünün ki; o ülkenin ekonomisini yıllardır İMF yürütsün ve bu İMF politikaları sonucunda ülke üretmeden tüketen bir toplum yapısına dönüşsün. Bu ülkede istihdam azalır mı? Doğal ki hayır. Açların, yoksulların çoğaldığı bir ülkede var olan hükümetlerin varlığı zora girer.
      Yine öyle bir ülke düşününü ki; ortalama ömrü 65-70 yaşları dolayında bulunsun ve o ülkeyi yöneten hükümet ve parti (AKP) bu ülke insanlarına 65 yaşında emekli olmalarını zorunlu yapsın. Böylesi bir ülkede kaç insan emekli olabilir. Bu AKP'nin halkının yararına bir politika gütmediğini göstermez mi?
      Yine öyle bir ülke düşünün ki; bir iktidar partisi  kamuoyuna 7-8 aydır bir "Sivil Anayasa?!" yapacağını söylesin;  ama hazırladığı bu taslağı kendi Hukukçularından, Yargıçlarından, Büyük yargı Kurumlarından, Barolarından ve kendi toplumundan saklasın ama bu taslağı "AB veya ABD" yetkililerine sunsun. Bu nedir?  Ülke böyle yönetilir mi? Bu hükümet, kendi halkından korkan bir hükümet konumuna düşmüştür. Biz müstemleke miyiz.? Bu biçim anlayış? Bu durum Osmanlı'nın son döneminde ki "İngilizlerin gelip Osmanlı'yı" yönetmelerine benziyor.
       Öyle bir ülke düşünün ki; emekçisi,1 Mayıs Emekçi Bayramını kutlamak için sokağa çıkmak istediğinde ona izin verilmesin ve üstelik de hakkı olan bu bayramı kutlamaya kalkanlara "Polis,ses ve gaz bombalarıyla" saldırsın. Böyle bir anlayış bu halka ne kadar güven verir.
       Öyle bir ülke düşünün ki; bir hükümet veya iktidar partisinin ileri gelenleri dış dünyaya seslenerek "bize destek verin, Türk Yargısına baskı yapın ve kamuoyu oluşturun; ki bizi kapatmasınlar" diye bilsin.

Ve bugün bu çağrıya uyan kimi Avrupalı sözde Demokrat" yöneticiler; olmadık açıklamalar yaparak mahkemeyi etkilemek istemektedirler. Hani nerede Avrupa'da ki "Hukukun Üstünlüğü" kavramı. Aynı Avrupa 1 Mayıs'ta ne den "kör ve sağıları" oynadı. Bunların yaptığı iki yüzlülük değil mi?. Kendi ülkesinin "Hukuku"na güvenmeyen bir hükümet düşünün. Bu nasıl olur. Aklın alacağı şey değil.!
       Ekonomi son derece kırılgan, hukuk son derece baskı altında, eğitim cemaat ve tarikatlaşmış, son dönem yetme "türedi zenginler" bu ülkenin kaynaklarını alabildiğine kendi varlıklarına katmışlar ve bunlar da hükümete veya AKP'ye yakın insanlar.  Atatürk’ün bırakmış olduğu "Laik, Hukuk ve İnsan Haklarına "dayalı bu "Cumhuriyet" doğal ki kendini koruyacak refleksi kendi içinde çıkaracaktır. Şu anda yaşanan da budur.
         Aslında galip bu yolda sayılır mağlup.
         AKP kaybetmiştir. Ama yerine seçenek çıkabilir mi? Önemli olan da budur.
         AKP'ye hızla bir seçenek yaratılmalıdır.
         Bu yaz Temmuz veya Ağustos aylarında ülkemizde yeni politikaların ve yeni seçeneklerin gündeme geleceği aylar olacaktır.

AKP kapanmasa da artık dikiş tutacak konumdan çıkmıştır. Olaylar ve olgular AKP’yi aşmıştır.

Görünen budur.

 

 

 

               Suleyman Zaman

 

 
 
  Bugün 12 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol